Bakan Çavuşoğlu: ‘İsrail’le angajmanımız kesinlikle Filistin davası pahasına olamaz’

Bakan Çavuşoğlu: ‘İsrail’le angajmanımız kesinlikle Filistin davası pahasına olamaz’

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Belçika’nın başkenti Brüksel’de düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın ardından Türk basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu. Toplantı çerçevesinde üç ayrı oturum düzenlendiğini belirten Çavuşoğlu, dün yapılan ilk oturumun NATO-Ukrayna komisyonu formatında gerçekleştiğini söyledi. NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın bugünkü ikinci oturumuna ilişkin de Çavuşoğlu, “Bu toplantıda özellikle NATO’ya yönelik iki temel tehditten biri olan terörizmin her türüyle mücadele edilmesi gerektiğini bir kere daha hatırlattık. NATO’nun bu alandaki prensiplerini gözden geçirmesi gerektiğini vurguladık. Kasım ayında Bükreş’te yapılan Dışişleri Bakanları toplantısında terörle mücadele özel koordinatörü atanmasını önermiştik. Bugün bu önerimizin takibini yaptık. Bir kere daha hatırlattık. 2014 yılında Galler Zirvesi’nde kabul edilen savunma yatırımları taahhüdünün yenilenmesi fikrini de bugün yapılan toplantıda ele aldık. Müttefiklerin savunma alanında ülkemize yönelik yaptırımlarının ve kısıtlamalarının bütünüyle kaldırılması gerektiğini de bir kere daha hatırlattık. Bunlar kaldırılmadan yeni bir taahhüdü kabul etmeyeceğimizi de net bir şekilde vurguladık. Son oturumda ise ittifakın Asya-Pasifik ortakları da bizimle beraberdi. Dört ortak ülke katıldı, Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda. Diğer taraftan AB Yüksek Temsilcisi Borrell de toplantıda bizlerleydi. Hem Ukrayna savaşının bu bölgeye etkilerini hem de Asya-Pasifik bölgesindeki gelişmeleri bu toplantıda ele aldık” dedi.

İsrail’e kınama

İsrail’in Mescid-i Aksa’ya düzenlediği baskınla ilgili açıklamalarda bulunan Çavuşoğlu, “Evet, dün gece olayı takip ettik. İsrail bu kutsal Ramazan ayında Harem-i Şerif’in kutsiyetini ihlal etti. Aynı şekilde tarihi statükosunu bozacak bir adım attı. Bunu kabullenmek mümkün değil. Şiddetli bir şekilde lanetliyoruz. Son zamanlarda Avrupa’da başlayan bu ırkçılık ve İslam düşmanlığı özellikle İsrail’de de artarak devam ediyor. Özellikle Ramazan ayında böyle provokasyonların olmaması konusunda kendilerini de uyarmıştık. Hatta Dışişleri Bakanları Eli Kohen Ankara’ya geldiği zaman depremden sonra gerek ikili görüşmede, gerekse sayın Cumhurbaşkanımızın kabulünde bunu özellikle hatırlattık. Sayın Cumhurbaşkanımız İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’la ne zaman görüşse bu konuyu da özellikle hassasiyetle hatırlatıyorlar, aktarıyorlar” diye konuştu.

“İsrail’le angajmanımız kesinlikle Filistin davası pahasına olamaz”

İsrail’in bu tür saldırılarına son vermesi gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, “Koalisyonun içine baktığımız zaman aşırı ırkçı partiler de var, siyasetçiler de var. Daha önce Mescid-i Aksa’da buna benzer provokasyonlar olmuştu. Bir bakan var sözde güvenlikten sorumlu. Her türlü provokasyonu yapıyor ve güvenliği bozacak adımlar atıyor. Bu tabii Orta Doğu’da ve Filistin-İsrail konusunda gerginliğin artmasına sebep oldu. İsrail’in dün Mescid-i Aksa’da Harem-i Şerif’in kutsiyetini ihlal eden attığı bu adımı kabul etmek mümkün değil. Umarım bir daha tekrarlanmaz. Çünkü bu tür saldırılar, gerçekten iyice haddini aşmıştır. Bu nedenle bakanlığımız bu konuda bu sabah bir açıklama yaptı. Ama bunun takipçisi olmaya devam edeceğiz. İsrail’le diyalog tekrar başladı ama bizim İsrail’le angajmanımız kesinlikle Filistin davası pahasına olamaz. Bu konuda biz ilkelerimizden ve inancımızdan hiçbir şekilde taviz veremeyiz” diye konuştu.

“Türkiye, NATO’nun açık kapı politikasını her zaman destekledi”

İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik sürecine ilişkin açıklamalarda bulunan Çavuşoğlu, “Dün ve bugünkü toplantılarda müttefikler de İsveç’in de Finlandiya’dan sonra üye olması gerektiğini, umut ettiklerini söylüyorlar. Aynı şekilde ikili görüşmelerimizde de müttefiklerimiz bunu söylüyor. Bizim de onlara cevabımız gayet açık ve net. Türkiye, NATO’nun açık kapı politikasını her zaman desteklemiştir. Başından beri Finlandiya ile daha az sorunumuz olduğunu söylemiştik. Finlandiya da bu yönde üçlü muhtıradan sonra adımlar atmıştır. Dolayısıyla Türkiye’nin Finlandiya’nın NATO üyeliğini desteklemesi, protokolünü onaylaması aslında NATO’nun açık kapı politikasını desteklediğinin göstergesidir. Ama diğer taraftan bu üçlü muhtıranın uygulanması konusunda ve terörle mücadelede somut adım atma konusunda her ne kadar atılan bazı adımları olumlu karşılasak da henüz bu adımların yetersiz olduğunu da herkese söylüyoruz. Konuşmalarımızda da söyledik. Dün Finlandiya’nın üyeliğini memnuniyetle karşıladığımızı toplantıda vurgularken İsveç’in de daha fazla adım atması gerektiğini hatırlattık” şeklinde konuştu.

“Teröristlerin iadesiyle ilgili somut adımlar görmek istiyoruz”

İsveç’in terörle mücadelede somut adımlar atması gerektiğini ifade eden Çavuşoğlu, “Bizim iadesini istediğimiz kişilerle ilgili soruşturmaların devam ettiğini dün İsveç Dışişleri Bakanı da bir kez daha söyledi. Diğer taraftan özellikle PKK/PYD/YPG’nin İsveç’te faaliyetleri devam ediyor. Halen kendisine insan devşirebiliyor. Özellikle terörizmin finansmanı konusunda hep mücadele edelim diyoruz ama İsveç’te PKK için ciddi kaynak oluşturuyorlar. Açık bir şekilde PKK propagandası, bölücü başının resimleriyle, terör örgütünün paçavralarıyla devam ediyor. Dolayısıyla İsveç’in bunları sonlandırması gerekiyor. Bir taraftan adli yardımlaşmayla ilgili anlaşmamız var ama bu teröristlerin iadesiyle ilgili somut adımları görmek istiyoruz” dedi.
Rusya’nın başkenti Moskova’da gerçekleştirilen Türkiye, Rusya, Suriye ve İran’ın dışişleri bakan yardımcıları düzeyindeki toplantıya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çavuşoğlu, “Dışişleri Bakanları toplantısının hazırlıklarını yapmak üzere bakan yardımcıları düzeyinde bir toplantı gerçekleşti. Bakan Yardımcımız Burak Akçapark bu toplantıya katıldı. Kendisiyle de sürekli temas halindeydik. Toplantı sonunda bir açıklama oldu. Burada istişarelere devam edilmesi hususunda mutabık kaldıklarını da vurguladılar. Sonuçta bu toplantının amacı Dışişleri Bakanları toplantısının hazırlığını yapmaktı. Önümüzdeki süreçte Dışişleri Bakanları düzeyinde toplantının olabilmesi için Rusya’dan davet bekliyoruz. Tekrar Moskova’da olacağı öngörülüyor” diye konuştu.

“Tahıl ve gübre ihracatındaki sorunlar devam ediyor”

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Ankara ziyaretine ilişkin konuşan Çavuşoğlu, “Biriken konular var ikili düzeyde, onları ele alacağız. Yürüttüğümüz diplomasi çabaları, arabuluculuğumuz, esir takasıyla ilgili konular var. Rusya biliyorsunuz bu sefer tahıl anlaşması 60 günlük dedi ve 120 güne uzatılabilmesi için beklentilerinin karşılanması gerektiğini söyledi. Buradan Rusya’yı savunmak için söylemiyoruz ama halen tahıl ve gübre ihracatındaki sorunlar devam ediyor. BM’yle birlikte bunları nasıl çözebileceğinizi New York’ta genel sekreterle görüştük. Şimdi bunun üzerinde çalışıyoruz. Biraz olgunlaştıktan sonra sizlerle de paylaşacağız. Burada Türkiye’nin yine kilit bir rolü olacak” ifadelerini kullandı.
Mısır ile ilişkiler konusuna da değinen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Shoukry’i Türkiye’ye davet ettiğini belirterek, “Ramazan ayında özellikle bir araya gelme konusunda prensip olarak mutabık kaldık. Bazı tarih önerilerinde bulunduk. Kendileri de karşı tarih önerilerinde bulundular. Şu anda arkadaşlarımız üzerinde çalışıyorlar. İnşallah Sameh Shoukry’i ülkemizde tekrar ağlamaktan memnuniyet duyacağız” dedi.

“Seçim atmosferinde bir büyükelçinin bir adayla görüşmesi kabul edilebilir bir durum değil”

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake’in CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etmesine değinen Çavuşoğlu, “Diplomaside bazı teamüller vardır. Seçim atmosferine girildikten sonra birçok ülke seçim kampanyasının başladığı bir dönemde ziyaret gerçekleştirmez. Niye? Taraf tutuyoruz görüntüsü vermemek için. Biz de buna azami bir şekilde Türkiye olarak dikkat ediyoruz. Bizi ziyaret etmek isteyenler de aynı şekilde. Mesela Biden, cumhurbaşkanımızı G-20 toplantısında ABD’ye davet etti. Sayın Cumhurbaşkanımız da ‘Seçim öncesi gelmem doğru olmayabilir. Seçimden sonra gelirim’ dedi. Neticede biz bu kadar hassasiyet de gösteriyoruz. Bir büyükelçinin de seçim atmosferinde bir adayla görüşmesi doğru değildir. Bir büyükelçinin taraf tutuyor görüntüsü vermemesi lazım hangi ülkenin büyükelçisi olursa olsun. Aynı bu düşüncelerimi dün tabii Blinken’e de söyledim. Normal şartlarda büyükelçiler o ülkede herkesle görüşebilirler. Bizim de görüşümüzü iznimizi de alıyorlar, soruyorlar. Bu tür temaslar olur. Ama seçim atmosferinde büyükelçinin bir adayla gidip görüşmesi ve taraf tutuyor görüntüsü kabul edilebilir bir durum değil. Sayın Cumhurbaşkanımızın tepkisi de bu yüzdendir” dedi.

Hulya