Vugar İsgandarov: “Azerbaycan toprak bütünlüğü yolunda hiçbir zorluk kabul etmiyor!”
Azerbaycan Milletvekili Vugar İsgandarov ile röportajı okurların dikkatine sunuyoruz:
– Sayın Milletvekili, Prag görüşmesinden sonra Ermenistan’ın Azerbaycan sınırlarını tanıdığına dair söylentiler Alma-Ata bildirisine mi dayanıyor?
-Doğrudur. Alma-Ata deklarasyonu birçok önemli kararları kapsıyor. Yani Alma-Ata deklarasyonunun 3. paragrafı, BDT üye devletlerinin, devletlerin toprak bütünlüğünü ve sınır dokunulmazlığını karşılıklı olarak tanıdığı açıkça belirtilmektedir. Kısacası, belgeyi imzalayan Ermenistan ve Azerbaycan karşılıklı olarak toprak bütünlüğü ve sınır dokunulmazlığı bildirgesini imzalamış bulunuyorlar. Geçen gün Fransa cumhurbaşkanı ve Avrupa Konseyi’nin katılımıyla Prag’da yapılan dörtlü görüşmede de Alma-Ata bildirgesindeki paragraflar üzerine değinildi. Azerbaycan bugüne kadar Alma-Ata bildirgesine göre hareket etti, Ermenistan ise her zaman olduğu gibi bunu da ihlal etti. Geçen gün Prag Bildirgesi, kabul edilen kararlar arasında Alma-Ata Bildirgesi’nin 3-4. maddelerine atıfta bulunsa da, Ermenistan bunlara bir itiraz olarak yanıt vermedi. Bu ise aynı zamanda Ermenistan’ın Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanıdığını da göstermektedir.
– Prag görüşmesinin sonuçlarını kalıcı barışa doğru bir adım olarak değerlendirmek mümkün müdür?
-Prag’da yapılan dörtlü görüşme sonucunda kabul edilen bildiri ve bildiride Ermenistan’ın Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini tanıması çok önemlidir. Bu, bölgede kalıcı barışın sağlanması için önemli bir adımdır.Azerbaycan lideri İlahm Aliyev Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’ne katılmak üzere geldiği Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da Ermenistan başbakanı Nikol aşinyan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ile biraraya geldi. Altını çizmek gerekir ki, söz konusu olan bu dörtlü görüşme, 2020 yılında 2. Karabağ Savaşı’nın ardından Ermenistan ve Azerbaycan arasında varılan ateşkesin 13 Eylül’de bozulmasının ardından ilk kes yapılıyordu. Hatırlarsanız, Azerbaycan’ın savaştan sonra Ermenistan’a önerdiği barış kavramının uluslararası hukuk ilkelerini içeren 5 maddelik barış kavramı, ülkelerin toprak bütünlüğünü karşılıklı olarak tanımayı, gelecekteki toprak iddialarından kaçınmayı, kuvvet veya tehdit kullanmamayı içeriyor. Prag’da gerçekleştirilen dörtlü görüşme de bu Azerbaycan’ın savaştan sonra Ermenistan’a önerdiği 5 ilke temelinde gerçekleşti diye biliriz. Prag görüşmesinin sonucu olarak, hem arabulucuların ve hem karşı tarafın Azerbaycan’ın teklif ettiği 5 şartı zaten kabul ettiğini gösteriyor. Kafkasya’da barışa yaklaşma şimdiden gerçekleşiyor. Avrupa Birliği’nin, Azerbaycan ve Ermenistan arasında sürdürülebilir barışın sağlanmasında aktif olarak katılması da bunu bizzat ispat ediyor.
-Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki yerleşim (anklav) bölgelerinin değişimi zorluklara neden olur mu?
– Ben öyle düşünmüyorum. Bu, Ermeni tarafı için bazı zorluklara neden olabilir. Sayın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev defalarca vurgulayarak, “Azerbaycan’ın demir yumruğu vardır ve Azerbaycan topraklarının bütünlüğü yolunda hiçbir zorluk kabul etmiyor!” O bahis edilen zorlukları Ermenistan düşünsün. Bugün Ermenistan Azerbaycan’ın kontrolündeki sınır ötesi koridorun açılmasından korkuyor. Çünkü o koridor açılırsa Ermenistan bir takım tehditlerle karşı karşıya kalacağını düşünüyor. Yani, böyle bir durumda Ermenistan, ülkenin ikiye bölüneceğinden ve bu durumun Azerbaycan’a fayda sağlayacağından şüphe duymaktadır. Ancak durum böyle değil. Azerbaycan’ı Nahçıvan’a bağlayan koridor, Ermenistan ve bölge için çok karlı. Ermenistan’ın bunu anlamasını ve Zengezur koridorunun bir an önce açılmasını umuyoruz.
Ülker Fermankızı